ADAPTASYON VE BAKIM
Dogal ortamlarindan bir grup olarak yakaladigimiz A. Mentolar tanka adaptasyonda hiç zorlanmadiklarini söyleyebilirim.
Geldikleri gün tetra discus granül yemi istahla yemeye basladilar. Dogal ortamlarinda gammarus, tatli su karidesi ve balik
larvalari gibi proteince çok zengin canli yemlerle yemlenmeleri düsünüldügünde bu sasirtici bir durum olmakta.
Hafta 2 kez hindi yüregi veriyorum. Ince kiyilmis hindi yüregine çildiriyorlar. Bulunduklari çesitli ebatlardaki tanklara
birden fazla MOP yerlestirdim. Moplar en baskin erkekler tarafindan kapildi. Diger erkekler dolayisiyla ortada disilerle
gezinir pozisyonda kaldilar.
Saldirilari bertaraf edebilmek için parlak mavi renklerini soldurarak disi rengini aldilar. Böylelikle boyca küçük erkekler
dayak yemekten kurtulmus oluyorlar.
Tanklarinda taban malzemesi olarak koyu renkli çakil kullanildiginda ve bol bitkilendirildiginde kesinlikle stres yasamiyorlar.
Kolonin kalabalikligi nedeniyle erkekler arasinda ölümle sonlanan hiç bir kavgaya tanik olmadim.
Bolca yüzey bitkisi eklendiginde bir çok yavru ana tankta dogarak direk yüzey bitkileri arasina yerlesebilmekteler. Direkt
sert aydinlatma yapildiginda asiri rahatsizlik duyuyorlar ve bulabildikleri bitkilerin ya da moplarin içine saklanma egilimi
gösteriyorlar.
Nitrat ve fosfati artan tank kosulunda erkekler parlak mavi renklerini yitiriyorlar. Dinlendirilmis temiz su ile degisim
yapilidinda hepsinin keyfi yeniden yerine gelmekte. Izmirin sehir suyunu kullanmaktayim. Gh ve Kh 20 ppm. Ph ise 7.25-7.50
arasi, mikrosiemens ise 400 küsur biraz düsük. Bu nedenle mikrosiemensi hoslandiklari deger olan 600-700 e çikarmak için
bildigimiz sanayi tuzu kullaniyorum.
Çogu zaman haftada iki kez %50 su degisimi yapmaktayim.
Havalandirildiginda ph 8.50 lere kadar tirmansa da Mentolar bu durumdan kesinlikle etkilenmiyorlar. Yumurta veriminde
ve davranis bicimlerinde hiç bir degisiklik görmedim.
Hiç bir zaman isiticiya gereksinim duymazlar. Dogal ortamlarinda su sicakligi yaz ve kis olmak üzere 19-23 derece arasinda
degismekte. Bir takim yabanci kaynaklarda 4 dereceye kadar hayatta kalabildikleri belirtilmekte.
Simdilerde Izmir' in meshur sicaklari gündemde. Tanklardaki sicaklik, isiklandirmanin etkisiyle de 32 dereceyi bulmakta.
Bir süre sonra bu sicakligin 35 dereceyi bulacagi kesin.
Sicakliga karsi henüz bir hastalik belirtisi göstermeseler de ekstra havalandirma yapmaktayim. Suda O2 nin erime yüzdesi
oldukça düsmüs durumda. Kis aylarindaki kadar hareketli degiller. Daha yavas hareket etmeyi tercih ediyorlar.
Hiç denememis olsam da boylarina uygun ve ayni ya da yakin su kosullarinda yasam bulan hareketli olan, ancak narin olmayan
diger türlerle bakilabiliceklerini düsünüyorum.
|
|
ÜRETiM VE YAVRULARIN BAKIMI
Sol sütünda söz ettigim gibi, üretim için %100 sentetik orlondan tercihan koyu haki yesil renkte MOP püskül de denilebilir
hazirlaniyor.
Hazirladigimiz moplari akvaryumlarin sag, sol köselerine ve bir tane de orta arkaya asiyorum. Dominant erkekler tarafindan
hemen sahipleniyorlar. Bitkilerin çok yogun olmasina ragmen, erkekler hemen bu moplari sahiplendiler. Bu davranis bicimi de
F0 baliklar için ilginç oldugunu düsünmekteyim.
Nüfus yogunlugundan dolayi ayni mopun altini ve üstünü farkli erkeklerin sahiplendigine tanik oldum. Hatta tankin arka
ortasina astigim mopun sag ve sol yani iki erkek tarafindan sahiplenildi.
Yumurtlama eylemi için içine disilerle ayni anda girdiklerinde sanirim karsilasiyorlar ki, mopun sarsilmasindan içeride
kavga ettiklerini anliyorum.
Eriskin bir disi yumurtalari olgunlasip yumurtlamaya hazir oldugunda salgiladigi hormonal kokulardan erkek tarafindan
algilaniyor ve erkek kendi sahip oldugu mopa disiyi cekebilmek icin tüm güzel maviligini sergileyerek mopunun çevresinde volta
atiyor. Disiye dogru sert saldiriya benzer bir ataktan sonra hizla mopunun içine giriyor ve ardinda yumurtlamaya hazir olan
disi giriyor.
Disinin boyutu ile dogru orantili olan yumurta sayisi ve capi degiskenlik gösteriyor. Iri bir disi ( 7-8 ) bir batinda
10 adete kadar 1 mm. çapinda yumurta yumurtlayabiliyor. Yumurtlamayla dölleme isi ayni anda gerçeklesiyor. Iyi beslenen ve
bakilan bir disi her gün yumurtlamak için tanktaki moplari ziyaret edebiliyor.
Haftada bir kez moplari tanklardan çikarip suyunun biraz süzülmesini bekledikten sonra temiz ve aydinlik bir masanin üzerine
koyup yumurtalari cerrahi pens ile toplamaya basliyorum. Topladigim yumurtalari önce akriflavine ilave edilmis su dolu bardaga
aliyorum. Tüm moplardan yumurta toplama islemi bittiginde kuluçka asamasi baslamis oluyor.
Moplari yeniden tanklara asmadan önce kaynatarak dezenfekte ediyorum. Bu yumurtlanan yumurtalarin küflenmemesi için yapilmasi
gereken bir strelizasyon.
Bardaga toplanmis olan yumurtalari kuluçka evresini geçirmek üzere, 1 litrelik kola petinden hazirladigim düzenege koyarak
küçük bir akvaryuma asiyorum.
Kuluçka petinin illüstrasyonunu asagida görebilirsiniz.
Yumurtalarin da solunum yaptigi ve gün geçtikçe atik ürettikleri bir gerçektir. Bu nedenle suya saldiklari toksik materyallerin
büyük bir bölümünü havalandirma yaparak sudan uzaklastirma yöntmini kullaniyorum.
Haftada bir temiz ve herhangi bir hastaligin olmadigi akvaryumdan %20 gibi su degisimi yapiyorum.
Kuluçka petinin içinde bulunan suya eser miktarda akriflavine damlatiyorum. Havalandirma ve akriflavine sayesinde yüzlerce
yumurtadan mantarlasan sadece 3-5 adet olmakta.
|
|
|
KULUÇKADA KULLANILAN FARKLI BiR YÖNTEM
Moss bir çok mikroskobik tek hüçreliyi barindirmakta. Çok küçük dogan ve henüz artemia naupli bile yiyemeyen yavrularin ilk
besinlerini sagliyor. Bir hafta içinde yavrular artemia naupli yiyecek boyuta geliyorlar.
Uzak dogulu killifish üreticileri, kuluçka evresinde havalandirma ve akriflavine yerine yumutalarin bulundugu kaba, akvaryumlarin
çogunda bulunan salyangozlardan ilave ediyorlar. Salyangozlarin varligi suya biyolojik olarak zenginlik kattigi gibi fungileri
yedikleri de belirtilmekte. Ayrica killifish yavrulari yumurtadan ilk çiktiklarinda çok çok küçük olduklari için salyongozlarin
kabin çeperlerine biraktiklari salgilarinin yavrular için oldukça besin degeri yüksek ilk besinlerini olusturduklari iletilmekte.
Bu yöntemi hiç denemedim. Aktardiklarim sadece okuduklarimin anlatimidir.
Yumurtalarin çikim süresi net 10 gün. Akvaryum ortaminda, kuluçka petinde çikan yavrulari büyük bir enjektör ve ucuna
takilmis uygun çapta borucuk ile topluyorum. Önce küçük denilebilecek bir kaba yine temiz oldugundan emine oldugum bir akvaryumdan
biyolojik açidan oturmus su ilave ediyor ve sifonladigim yavrulari buraya aliyorum.
Yavrular ilk 3-5 günlerini tabanda yatarak geçiriyorlar. Daha sonraki günlerde suyun diger katmanlarini kullanmaya basliyorlar.
Ilk besinlerini olusturmasi adina, olgun bir akvaryudan aldigim java moss' u yikamadan yavrularin bulundugu kaba ilave ediyorum.
|
|
|
|
|
KULUÇKA PETININ MAKRO ÇEKIMI
En ideali günde 5-6 kez, taze çikarilmis artemia vermek ama bu pek mümkün olmuyor. Sabah ve aksam olmak üzere günde iki kez
yemleme yapabiliyorum.
Yavrularin iki haftalik olmasindan sonra 30 cm. lik tanka naklediyorum. Bu minik tanklarda hava ile çalisan basit sünger
filtreler kullanmak yeterli oluyor.
Artemia yemeye baslamalarina ragmen, sudaki dengelerin korunmasina yardimci oldugunu düsündügüm, java moss ilave etmeyi
unutmuyorum. Hiç bir zaman dipte yenmemis ve ölmüs artemia birakmiyorum. Haftada bir kez %20-30 miktarlarinda su degisimi
yapiyorum.
A. Mentolar Non-Annual olduklari için, yavrular annual killifish yavrulari kadar hizli büyümüyor. Zaten yasam süreleri
de yillik degil çok daha uzun. Akvaryum ortaminda yasam sürelerinin ne olacagi konusunda pek bir fikrim yok. Ama bir biriyle
çelisebilecek teoriler de yok degil.
*1- Dogal ortamlarindaki kadar büyük bir alana sahip degiller ve hergün canli yem yiyemiyorlar. Bu nedenle dogal ortamlarinda
yasam süreleri 7-8 yil olurken saydigim nedenlerden dolayi yasam süreleri 2-3 yila düsebilir.
2*- Dogal ortamlarinda yasamlarini tehdit edebilecek canlilar bulunurken akvaryum ortaminda böyle bir tehdit söz konusu
degil ve herzaman proetince zengin yem bulabiliyorlar. Herhangi bir hastalik karsisinda tedavi olacaklari bir hastaneye sahipler.
|
|